Hollanda’da Çinin Yeni Yıl Bayramındaki Utanç Verici Durum

“KİRİŞİ ÇALARAK SÜTUNU DEĞİŞTİRMEK”

Anlamı: Düşmanın yapısını çökert, hareket yöntemlerini etkile, uyguladığı kuralları değiştir, onun standart eğitimine ters hareket et, böylece onun savaşma yapısının esasını oluşturan temel direklerini yok et.

Kaynak: Çin’in 36 hilesi

Çin hükümeti iktisadi yönden dünyanın 2. büyük süper gücü haline geldikten sonra, Çin kültürünü tüm dünyaya  yaymak için gösterdiği çabaları çeşitli devletlerin önemli yerlerinde düzenli olarak boy göstermekte. Bunun dışında o devletlerin önemli teknolojilerine, milli savunma sistemlerine kara elini uzatan Çin,  gizli dosyaları çalmakla kalmayıp, belki Çin hükümetine karşı çıkan siyasetçilerin, aktivistlerin yollarını kesip,  onları çeşitli yollarla tehdit etmekten ve korkutmaktan  hiç çekinmedi.

Çin’in yeni yıl bayramı 24 Şubat 2024 te Hollanda’nın siyasi başkenti olan Lahey (Den Haag) şehrinin belediye binasında kutlanacağı haberini aldık. Hiç zaman kaybetmeden Kantoniye’li siyasetçi Liyu FEYLUNG ile birlikte Uygur’lar, Tibet’ler, Güney Moğul’lar, kantoniye’liler ve Hong Kong’lular ile iletişime geçip Lahey (Den Haag) belediye binasının önünde Çin hükümetine karşı protesto düzenledik. Protesto için “Hollanda’nın özgürlük, evrensel demokrasi değerlerini koruyalım!”, “Çin hükümetinin Hollanda’yı çinlileştirmesini önleyelim!” Yazılı pankartlar hazırladık.

Protesto Hollanda vakti 11.00 de başladı. Öncelikle kantoniye’li siyasetçi Liyu FEYLUNG kendi dilinde bugünkü protesto ile ilgili konuşma yaptı. Sonra “Uygurları Destekleme Teşkilatı” kurucusu Abdurehim Gheni konuşma yaptı. Konuşmada şunları söyledi “ Biz bugün buraya neden toplandık? Neden Çin hükümetine karşı protesto yapıyoruz? Çin Doğu Türkistan’da, Tibet’te, Kantonya’da, Güney Moğolistan’da, Hong Kong’da 70 seneyi aşkın uzun bir sürede oranın halkına ağır işkence ve zülüm kılmakta. Doğu Türkistan’da  “Yine Tekrarlanmayacak” diyen trajedi 21. Yüz yılda tekrarlanıp dünyada benzeri görülmemiş 3 milyonu aşkın Uygur işkence kamplarında dayanılmaz zulüm ve işkenceye maruz kalıyor” diyerek Uygurların çektiği zulmü hatırlattı. Sonra kendisinin 7 seneden beri hiç bir şekilde iletişime geçemeyen ailesinden 19 kişinin davası için Çin hükümetine karşı yaptığı etkinliklerinden kısaca bahsederek “ Benim ailemden kaybolan, hangi durumda olduğunu bilinmeyen 19 kişi Çin hükümetinin Uygurlara yönelik yaptığı soy Kırım’ın canlı delili, bu fakat milyonlarca Uygur’un başına gelenlerden bir damla” diyerek Hollandaca konuşma yaptı.

Daha sonra “ Doğu Türkistan geçler kurulu” dan İlshat İSLAM Çin hükümetinin işlediği suçları ve Avrupa ülkelerine gizli yollarla yerleşerek yaptığı casusluk hararetlerini İngilizce anlattı. Protestoda “Faşist Çin”, “ Terörist Çin”, “Terörist Xi Jinping”, “Terörist Çin”, “ Hollanda uyan, komünist Çin geliyor….” , “ Doğu Türkistan’a özgürlük!” , “Tibet’e özgürlük!” , “ Kantoniye’ye özgürlük!” , “Güney Moğolistan’a özgürlük!” , “ Hong Kong’a özgürlük!” , “ Biz özgürlük istiyoruz” , “ Biz adalet istiyoruz” gibi sloganlar yüksek sesle tüm meydanı kapladı.

Biz protestoya gelen Uygurlar ile bir plan yaptık, iki gruba yarılarak bir grup etkinliğe devam ederken  diğer grup yeni yıl bayramının kutlandığı belediye binasına girip orada neler olduğuna bakacak. Bunu yapmamızın nedeni  Çin hükümeti Uygurları Arap ülkelerine götürüp orada dans ettirip yaptığı soykırımı gizleyerek “Bakin, Uygurlar şarkı söyleyip, dans edip çok mutlu yaşıyorlar” mesajını vererek tüm dünyayı kandırıyor. Bu yüzden bu kutlamada “Yine dünyayı kandırmaya çalışacak mı?! Acaba” diye düşünerek binanın içine girip  bakalım dedik. Ben, Abdurrahman ve İlshatjan üçümüz içeri girdiğimizde, binanın içi tıklım-tıklım insanlarla doluydu. Bir köşede Çinli çocuklara Uygurların geleneksel dans kıyafetleri giydirilerek sahnede dans etmeleri için hazırlık yaptırılıyordu. Biz önce binanın içini dolaşarak binayı iyice gözlemledik sonra üst kata çıkıp oraya da baktık. Daha sonra Uygurca süslenen çocukların kendi numaralarını saat 15.00 da göstereceklerini, sahnede Uygurca dans edeceklerini öğrendik.

Abdurrahman’ı orada bırakıp dışarı çıktık, dışarıdaki protesto bittikten sonra belediye binasına  tekrar dönüp bir şeyler yapmayı planladık. Plan şöyleydi: Uygurca giyinen Çinli kızlar kendi numaralarını göstermek üzere sahneye çıktığında, hep beraber sahneye çıkıp “Bunlar Uygur değil, gerçek Uygurlar biziz” diye ay yıldızlı mavi bayrağımızı çıkaracaktık, sonra ben, kayıp olan yani Çin’in ölüm hapislerinde yada çoktan Çin tarafından öldürülmüş olan ailemden 19 işinin fotoğrafını çıkarıp “ Çin, benim ailemden olan bu 19 kişi nerede?”, “ Çin, Doğu Türkistan’daki soykırımı durdur!” , diyecektim.

Sonra hepimiz “Doğu Türkistan’a özgürlük!”, “ Çin, Doğu Türkistan’dan def ol”, “ Çin, Doğu Türkistan’daki soykırımı durdur!” , “Hollanda uyan, komünist Çin geliyor” gibi sloganları yüksek sesle söyleyip barışçıl bir şekilde hiç bir olay çıkarmadan Çin’in bu göz boyamacılığına karşı olduğumuzu gösterecektik. Hatta  Çinliler gelip bize saldırsalar bile biz hiç karşılık vermeyip kendi itirazımızı barışçıl bir şekilde sürdürmeye devam edelim  diye konuşmuştuk.

Protesto öğleden sonra saat  2.00 de bitti. Sonra biz 6 Uygur binaya girdik. Zeytune’nin annesi Nusrethan hanım binanın bir köşesinde sandalyede oturup protestoda kullandığımız eşyalara göz kulak oldu. Zeytune ile Elican birinci kata video çekmeleri için yerleştirildi. Çünkü diğerlerimiz sahneye çıkıp barışçıl bir şekilde Çin’e  itirazımızı gösterdiğimizde tüm bu olanlar biri tarafından kaydedilmesi gerekiyordu. Daha zamanımız vardı. o yüzden ay yıldızlı mavi bayrağımızı çıkarıp sahneyi tam alacak şekilde fotoğraf çektik. Sonra Kurbanjan ile ikimiz hemen giriş kata indik. Tam o zaman sahneye yakın yerde duran Abdurrahman “ moderatör’ün şimdi misafirlerimizi sahneye alalım, konser burada bitiyor” demesi ile konserin bittiğini düşünen Abdurrahman elindeki “Doğu Türkistan Çin’in bir parçası değildir” yazılı pankartla sahneye koşmuş “ Çin hükümeti Uygurlara soykırım yapıyor” , “ Çin, soykırımı durdur!” Diye bağırmiş. Oradaki Çinlilerin buna bakıp duracak halleri yok  tabii, bir kaç Çinli hemen Abdurrahman’ın önüne koşmuş, onun boynundan ve kolundan tartarak silkişleye – silkişleye yere basmışlar. Ama Abdurrahman  bir şekilde onların elinden kurtulup tekrar ayağa kalkıp   “Çin, soykırımı durdur!” diye bağırmış. Sonra hemen bir kaç Çinli yardıma gelmiş ve  oradaki Çinlilerin hepsi birleşerek  Abdurrahman’a atılmış.  Abdurrahman’ı sıkıca tutarak zorla dışarı çıkarmışlar. Kurbanjan ile ikimiz merdivenlerden inerken neler olduğunu  bilemedik. Biz aşağı inip saatin üç olasını, Uygurca süslenmiş Çinli çocukların sahneye çıkmasını bekledik. Sahneye çıkmak için uygun bir yeri seçtik. Çin hükümetinin dünyayı kandırmak için Çinli kızları Uygurca süsleyip dans ettirerek yaptığı bu rezilliği tüm dünyaya anlatmak için hazır bekliyorduk. Bu arada İlshat gelip az  önce sahnede neler olduğunu anlattı. Abdurrahman’ı polisler bir yere götürmüşlerdi. O an anladık ki yaptığımız planın  istediğimiz gibi gitmeyecek. Hemen başka bir plan yaptık.   “önce Uygurca süslenmiş Çinli çocukları göstererek  Çinin bu rezilliğini  tüm dünyaya  anlatalım için bir video çekelim dedik. Video İngilizce olacaktı. sonra onlar sahneye çıktığında biz yan taraftan sahneye çıkıp oradakilere gerçeği anlatalım” dedik.

İlshat İngilizce Çin’in bu yalancılığını anlatıyordu. Bunu gören  bir kaç Çinli yerinde duramadı ve bağırarak bizi itmeye başladı, olay çıkarmaya çalıştı ve Kurbancanın elindeki telefonu zorla aldılar. Polis ve emniyetin gelip  olay çıkaran Çinlileri sakinleştirdi ve bize dışarı çıkmamızı söyledi. Tekrar içeri girmememiz için  polisler kapıda bekledi. Dışarı çıktıktan sonra kimlik kartlarımızı istediler ve içeri girmememizi  tekrar söylediler.

Ben bu arada “Abdurrahman’ı nereye götürdü acaba” diye onu aradım. o telefonu açmadı. Sonra birinci katta video çekmek için bekleyen Zeytune ile Elicanı aradım ve Uygurca süslenen Çinli çocuklar sahneye çıktığında onları baştan sona kadar video çekmelerini söyledim. Zeytune Türkçe bildiği için video çekerken Çin’in bu rezilliğini Türkçe anlatmasını söyledim. Biz dışarıda Zeytune ile Elican’ı beklerken “ Bugün  burada neler olduğunu  herkese anlatalım” diye binanın girişinde Uygurca ve İngilizce dillerde bugün olup bitenleri  anlattık ve sosyal medyaya koyduk. Neler olduğu ile ilgili  şöyle bir genelleme yaparsak: Çin hükümetinin Hollanda’da yeni yıl bayramını kutlamak için düzenlediği konserde Çin’in , Uygurların dans kıyafetlerini Çinli kızlara  giydirerek Uygurca dans ile dünyayı kandırmaya, Doğu Türkistan’da yaptığı ve halen giderek daha ağır bir şekilde devam ettiği soykırımı ve cinayetleri gizlemeye çalıştığını  herkese anlatmaya  çalıştık.

Bizim bu Çin’e karşı barışçıl bir şekilde yaptığımız itirazı gören  bazı Hollandalılar “Gerçekten çok iyi yaptınız,  bu yaptığınız itirazın etkisi görüldü,  Çinliler de ne yapacağını bilemedi, şaşırdı. Çinlileri  utanç verici bir duruma düşürdünüz. Aferin size !” Diye bize destek oldu. Hatta “ bunun gibi barışçıl bir şekilde yaptığınız itirazı her zaman her yerde yapın, bu sizin hakkınızdır. Böylece Çin hükümetinin gerçek yüzünü, tüm dünyayı kandırmaya çalıştığını delil ispatı ile ortaya koyup kendinizin haklı olduğunu kanıtlayabilirsiniz” dedi ve şunları da ekledi “ böyle durumlarda hakkımızı savunmaya çalışmak Hollanda da suç mudur? Diye korkmayın! Bu sadece konser düzeninin bozulmasına neden olur, ama bu Hollanda’da suç değildir.” diye bize moral verecek güzel tavsiyelerde bulundu. Biz onlara “ Hollanda hükümetinin biz Uygurlara siyasi sığınma hakkı ve vatandaşlık verdiğini, bizim onlardan çok memnun olduğumuzu, Hollanda gibi bir demokratik devletin vatandaşı olduğumuzdan gurur duyduğumuzu, Hollanda vatandaşının yapması gereken sorumlulukları bilerek onu memnuniyetle yerine getireceğimizi, yeri geldiğinde gelecekte eğer Hollanda bir ülke ile savaşa girecek olursa, biz Uygurlar da Hollanda askeri olarak bu vatanı korumaya hazır olduğumuzu” söyledik.

Bu arada Abdurrahman beni aradı polisin “ para cezası kesip bıraktığı”nı söyledi ve Kısa süre sonra yanımıza geldi. Ama yüzünde ve alın kısmında biraz kızarıklık vardı.

Abdurrahman’ın dediğine göre, o sahneye çıktığında Çinliler her taraftan koşarak gelip sert bir şekilde yere basmış. Barışçıl bir şekilde itirazını ifade eden bir Uygur’u herkesin önünde, sosyal bir ortamda saldırmış. Bu Hollanda kanununa aykırıdır. Biz Çin’in bu yaptığını asla unutmayacağız! Bu işin peşini  öylece bırakmayacağız! Önce kesilen para cezası gelsin, sonra bir avukat tutarak Abdurrahman’a saldıran ve yaralanmasına neden olan o Çinlilerin üstünden şikayet edeceğiz ……..

Tarih: 26 Şubat 2024, Hollanda

Daha fazla bilge icin

https://x.com/abdurehimgheni/status/1761490608378581027?s=46&t=odoOOdDGJBd7fLPxXTF7CA